Egitim-Dünyası

YGS’YE ÇEYREK KALA “SON TAKTİKLER” (Murat ACET)

YGS’YE ÇEYREK KALA “SON TAKTİKLER” (Murat ACET)

YGS’YE ÇEYREK KALA

2015 YGS’ ye sayılı günler kaldı. Geçen yıl 2 milyon 86 bin 87 adayın başvurduğu sınava bu yıl %1,94’lük artışla 2 milyon 121 bin 681 adayın başvuru yaptı. 15 Mart 2015’te yapılacak YGS’ de herhangi bir puan türünden 140 ve üzeri puan alan adaylar AÖF ve önlisans programlarını tercih etme, 180 barajını aşan adaylar ise istedikleri LYS’lere girme, aynı zamanda elde ettikleri YGS puanlarıyla öğrenci alan programları tercih etme hakkına sahip olacaklar. Kalan sürede neler yapmalı / yapmamalı?” sorusu ise adaylar ve aileler açısından cevabı telaşla aranan en temel soru.

YGS’nin içerik ve yapısını bilmek ve anlamak hem sınav performansımızı hem de motivasyonumuzu olumlu yönde etkileyecektir. Adayların temel bilgi ve kavramlarla anlama ve yorumlama becerilerini ölçme amacı taşıyan YGS; 160 sorudan ve 4 ana testten oluşan, alan ve tercih ayrımı olmaksızın tüm adayların gireceği bir sınavdır. YGS testlerinin en önemli özelliği, yerleştirme puanlarının hesaplanmasında farklı katsayılara sahip olmalarıdır. Örneğin Psikoloji (TM-3) tercihinde bulunacak bir aday için Türkçe testinin etkisi % 15 iken Fen Bilimleri testinin etkisi %5’tir. Bir başka deyişle YGS’deki bir Türkçe sorusu üç Fen sorusuna eşittir. Ancak bu etkisi az olan testin önemsiz olduğu anlamına gelmez. Çünkü çapraz testlerden  (Sayısalcılar için Sosyal Bilimler testi, Sosyal öğrenciler için Fen Bilimleri testi) elde edilecek puanlar da bizi sıralamada önlere taşıyacaktır. Aralarında 1 ya da 2 puan fark olan öğrencilerin başarı sıralarındaki farkın on binleri bulması bu durumun en çarpıcı örneğidir. Kısaca söylemek gerekirse bu örnekler ve sınavın içeriğini, yapısını anlamak bizlere YGS stratejimizi belirlemeyle ilgili oldukça önemli ve hayati ipuçları sunacaktır.

YGS telafisi olan bir sınavdır; Üniversite eğitiminin ve yaşamının Türkiye koşullarında adayların geleceğine yön vermedeki önemi elbette yadsınamaz. Ancak sınav başarısı ile hayat başarısı doğru orantılı düşünüldüğü için adayların büyük çoğunluğu başarıyı rekabet içinde bulundukları diğer adayları geçmek ve yarışı önde bitirmek olarak anlamlandırabiliyorlar. Aile beklentileri ve sosyal çevre baskısı da eklendiğinde durum daha karmaşık bir hal alabiliyor ve sonuçta olmazsa olmaza (ölüm-kalım savaşına)  dönüşen sınavlarda istenilen başarılar elde edilemeyerek hayal kırıklıkları kaçınılmaz oluyor. Oysaki adaylar açısından değiştirilemeyen bir gerçek olan sınavlara katılım, telafisi olan süreçlerdir. Bu yıl istenilen / hedeflenilen başarılar elde edilmese dahi sonraki yıl sınavlara yeniden hazırlanmak, üniversite öğrenimi boyunca çift dal- yan dal ve yatay geçiş gibi olanaklardan yararlanmak da mümkün. Ayrıca YGS’nin yerleşme puanına yaklaşık %30-35 oranında katkı sağlayacağı göz önünde bulundurulduğunda telafisi olan bir sınav olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır. 2014 ÖSYS sonuçlarına göre herhangi bir YGS puan türünde sırası 100 bin olan öğrencinin LYS sonrasında 40 bin-50 bin sıralarına kadar yükselebildiği bilmek sınavlara doğru anlamlar yüklememizi sağlayacaktır.

Sayılı gün çabuk geçer; YGS’ye kadar kalan zamanı verimli değerlendirmenin kilit kavramları zamanımızı planlamak, yönetmek ve yaşamı sadeleştirmek olmalıdır.  Bunun en doğru yolu, hazırlık sürecindeki çalışmalarımızı ve deneyimlerimizi kalan süreyi de dikkate alarak bir planlama yapmaktır. Daha iyi ve hedefe yönelik bir çalışma için uzun uzadıya konu anlatımlarına ağırlık vermek, yıllara göre soru dağılımında bir-iki soru çıkmış konulardan yüzlerce soru çözmek gibi bizi sınavın mantığından ve hedeflerimizden uzaklaştıran çalışmalar yerine, eksik konularımızı tespit ederek özet tamamlama çalışmaları yapmak, soru gelme ihtimali yüksek konulara öncelik tanımak ve soru çözme pratiğini geliştirmeye yönelik uygulamalara ağırlık vermek akılllıca davranışlar olacaktır. Ayrıca bu dönemde gerçek sınavın provası nitelinde uygulanacak deneme sınavları psikolojik olarak sınava hazır hale gelmemize ve kaygımızın azalmasına yardımcı olacaktır. Geçmiş geleceğin habercisidir vurgusundan yola çıkarak geçmiş yılların sınav sorularının incelenmesinin ve çözülmesinin sınav sürecine ve sınav performansına katkısı da oldukça önemlidir. Sınavlarda her yıl birbirine benzer soruların yer alması, soruların konu dağılımları, soru tipleri ve soruların zorluk ve kolaylık durumlarını bilmenin en iyi yolu bu olsa gerek. Özellikle ilk kez sınava girecek adayların geçmiş yılların sorularına aşinalığı sınav sonuçlarına olumlu yansıyacaktır.

Yaşamımızı sadeleştirmek, sınav başarımızın artmasını ve sorunlarınızın üstesinden gelebilme inancımızın yükselmesine katkı sunacaktır. Gereksiz panik, gerçek dışı kaygılar ve azalan sürenin yarattığı baskıdan kurtulmak için başta sağlıklı yeme-içme ve uyku düzeni olmak üzere olumlu düşünce ve davranışlarımızı sayıca arttırmalı ve planlı ve dengeli olmak koşuluyla spor ve sosyal etkinliklere yer vermeliyiz. Böylesi bir tutum sınavın yaşamımızdaki gerçek yerini almasını sağlayacak ve bizi daha zinde tutacaktır.

Son bir söz ailelere, sınav süreci, çocuklarınız kadar sizlerin de tüm imkanlarınızı seferber ettiğiniz kaygılı ve zorlu bir dönem. Çocuklarınızın eğitim ve yaşam şartlarını güçlendirmek, sağlıklı-mutlu gelecekler yaratabilmek için giriştiğiniz bu çabanın sonucunda onları hep başarılı ve hep en önde görmek istiyorsunuz; bu sizin en doğal hakkınız. Ancak yaşamda başarı kadar başarısızlık da söz konusu.  Çocuklarınızın bu en zor döneminde onları koşulsuz desteklemek, başarıya giden yolda onlara uygun koşulları yaratabilmek için teşvik edici-dengeleyici bir rol üstlenmelisiniz. Yüksek başarı beklentisi ve çevre baskısı içinde sıkışan çocuklarınızı ulaşılabilir hedeflere yönlendirmeye gayret edin, herkes bir şeyler yapabilir düşüncesini aklınızdan çıkarmayın ve onları kısır çekişmelere ve kıyaslamalara kurban etmeyin. Çünkü böylesi zor süreçlerde duygusal davranmak beklenenin aksine sonuçlar doğurabilir.

                                                                                                                                                                                                                          Geleceğinizi Şansa Bırakmayın

 Yeni Ufuklarda Yolunuz Açık Olsun.

Murat ACET

İstanbul Kemerburgaz Üniversitesi Rehberlik Koordinatörü

[email protected] 

ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ